Türkiye'deki ipekçilikte yeniden verim alma üzerine çalışmalar

İpekböceği ve ipekçiliği gelecek nesillere aktarmayı başaracak projelere hız verildi. Bazı illerde ipekçiliği yeniden canlandırmak için kurslar düzenlenirken, bu işin başkenti Bursa'da bir projeyle bu kervana katıldı.

Binlerce yıllık bir yolculuktan süzülerek günümüze gelen ipek böceği ve ipekçilik bugünlerde yeniden dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Adı ipekböceği ve ipekçilik ile özdeşleşen Bursa'nın eski konumuna dönmesi için de bir proje başlatıldı.

"Bursa'da İpekçilik Tarihi ve Geleceğe Yönelik Stratejiler" adını taşıyan proje kapsamında Valilik, Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu ile işbirliği yapacak. Bu kapsamda ücretsiz kozalar dağıtılacak. Kozadan elde edilen ipliklerin ise geçen yıl açılışı yapılan Faruk Saraç Meslek Yüksek Okulu'ndaki tezgâhlarda kumaş haline getirilmesi planlanıyor. Ayrıca sonbaharda "Bursa İpek Tarihi" adını taşıyan büyük bir kongre düzenlenmesi de gündemde.

Projeyle ilgili bilgi veren Bursa Valisi Sahabettin Harput, kentte ipekçiliğin ayağa kalkması için çalıştıklarını belirterek Bursa'nın, ipek konusunda yeniden atılım yapacağını belirtiyor. Vali Harput, kırsal kesimin kalkınması amacıyla ipek böceği larvasının ve dut ağacı fidanlarının üreticilere ücretsiz olarak dağıtılacağını belirterek, "1990 yıllarında 636 ton ipek yetiştirilirken bu rakam 2009 yılında 4.8 tona kadar düşmüş durumda. Bunun temel sebepleri başta Çin olmak üzere Hindistan, Tacikistan, Özbekistan, Vietnam, Tayland, İran, Brezilya ve Japonya'nın düşük fiyatla üretimiydi. Bu ülkelerdeki fiyatların alabildiğince düşük olması, bizim bu işle uğraşan çiftçilerimizin ürünlerinden istediği kazancı elde etmesini zorlaştırınca çiftçimiz ister istemez alternatif alanlara kaymak zorunda kalmış, bu nedenle üretim şu anki düşük rakamlara kadar inmiş" diyor.

Bursa'nın ipek üretimi konusunda yeniden atılım yapması gerektiğini belirten Şahabettin Harput, şunları söylüyor: "Biz, Bursa'nın yeniden ipek üretimi konusunda atılım yapmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Yaptığımız araştırmalarda artık Çin'in de cazibesini kaybettiğini görüyoruz. Çin'in ürettiği ipeğin kalitesinin, Bursa ipeğinin çok uzağında kaldığını belirtmek istiyorum. Tekstilciler Bursa ipeğini arar duruma geldi. Başta Ko-zabirlik olmak üzere hükümetimizin de bu konuda özel destekleri ile yan kuruluşların da getirdiği desteklerle, ipek böceği ile uğraşan vatandaşlarımızın daha uygun fiyatlarla ipeği pazarlayarak daha fazla gelir elde ettiklerini görüyoruz."

Bu süreçte Kozabirlik'in fiyatlarını yükseltmesinin üreticiye teşvik olacağını belirten Şahabettin Harput, kendilerinin de ipekçilik yapmak isteyen çiftçilerin muhtarlıklara ve kaymakamlıklara müracaatları ile ücretsiz olarak dut ağacı fidanı ve ipek böceği larvası dağıtacağını belirtiyor.

Tek Kozadan 1000m ipek filamenti
İpek böceği kozasının bize ipek olarak sunulması zahmetli bir iş. Dut ağaçlarının yapraklanmaya başladığı ilkbahar günlerinde tohumlarda da ilk yaşam belirtileri ortaya çıkıyor. 19 günlük bir kuluçka devresinden sonra ipekböceği tırtılları dünyaya 'merhaba' diyor. Üç milimetrelik ufak tırtıl, dört kez gömlek değiştiriyor. Her deri değişiminden sonra gittikçe irileşip rengi açılıyor. Dördüncü deri değişiminden sonra boyu sekiz santimetreye ulaşıyor. 20-25 günlük bu gelişme sonunda genleşen böcek yem yemeyi kesiyor ve koza örmeye hazırlanıyor. Sonra özel olarak hazırlanmış dallardan birinin ucuna çıkıp, koza yapacağı alanı seçiyor. Bu günler aslında ipekböceğinin kısacık hayatının son günleri. Ama o bunu bilmiyor ve salgıladığı ipekle, kıvrıla kıvrıla ipek kozasını örmeye başlıyor. Ortalama 2-5 gün içinde koza örme işlemi tamamlanıyor. Sonra da kozalar kaynar suya atılıyor.

İpekböceğinin hepsi hepsi iki ay süren kısacık ömründe bize bıraktığı tek bir kozadan yaklaşık 1.000-1.500 metre uzunluğunda ipek teli elde ediliyor. 20 bin ipekböceği bulunan bir kutuluk odada bir ayda 600 kilo dut yaprağı tüketiliyor. Bu kadar yaprak tam 40 dut ağacından sağlanıyor. Bir ipek teli 2.5-3 "denye"dir (incelik ölçüsü). Türkiye'de dokuma için 2030 denye ham ipek kullanılır. Ham ipeğin yanı sıra kozalardan elde edilen yan ürünler döküntü ipek olarak ağırlıkla halıcılıkta kullanıldığı gibi, yünlü kumaş yapımında kullanılan ipliklere de karıştırılır.

Türkiye ilk üç arasına girdi
Türk ipeğinin yeniden canlandırılması konusunda Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Kozabirlik) yöneticileri ise iddialı. Türk ipeğine yoğun talebin bulunduğunu belirten Kozabirlik Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Işık, dünyada Brezilya, Japonya ve Türkiye ipeğinin çok tutulduğunu belirterek, "Dünyadaki en kaliteli ipeği üreten ilk üç ülkeden biriyiz" diyor.

Eskişehir'deki Mihalgazi fabrikasında Kozabirlik patentli halı üreteceklerini anlatan Ramazan Işık, "İpeğimiz istenen ve piyasada kabul görülen bir ipek. Hereke ve Kayseri halısından sonra dünyaya Kozabirlik halılarını satacağız. İpeğin kilogramı 50-60 dolar arasında. Bu fiyat dünya borsasına göre hesaplanıyor. Biz hedeflerimize ulaştık. 5 yıl içinde kumaş ipeğini de üreteceğiz. İşçimiz, işi iyi öğrendi. Gelecek yıllarda yurtdışından da koza alıp ipek çekebiliriz" diyor.

Ramazan Işık halen Kozabirlik'e bağlı Bursa, Adapazarı, Bilecik, Alanya, Bursa ve Eskişehir'deki birliklerin Türk ipek böcekçiliğine hizmet ettiğini kaydediyor. Eskişehir'in Sarıcakaya ilçesine bağlı Mayıslar köyünde kurulu Kozabirlik Mihalgazi Koza Tarım Satış Kooperatifi'nin 2009'da fabrika kurarak üretime geçtiğini anlatan Işık, "Küresel ekonomik krizin olduğu dönemde bile fabrikamızı tam kapasiteyle çalıştırıyorduk. 23'ü kadın, 5'i erkek 28 çalışanımız var. Bunlar köyde yaşayan insanlar. Yıllık ortalama 12-15 ton ipek üretiyoruz. Daha önce ipek kozalarını yurtdışına pazarlıyorduk. Yurtdışında ip haline geliyordu. Sonra tekrar Türkiye'ye geliyordu. Artık hammaddeyi mamul madde haline getiriyoruz. Türkiye'de üretilen bütün kozalar Eskişehir'deki fabrikamızda ipliğe dönüşüyor. Dünyaya ve yurtiçine Eskişehir'den ipek ip gönderiyoruz. Eskişehir zamanla ipek böcekçiliğinin merkezi olacak" diyor.

Türk tohumu dünyaya ihraç ediliyor
Mihalgazi Koza Tarım Satış Kooperatifi Müdürü Eyüp Ceylan ise ipek böceği tohumu konusunda Türkiye genelinde yürüttükleri çalışmalar hakkında şu bilgileri veriyor: "İzmir, Manisa, Muğla, Bilecik, Adapazarı, Bursa, Eskişehir, Ankara ve Bolu illerine bağlı köylerde yaklaşık 3 bin paket ipek böceği canlandırması yapıyoruz. Diyarbakır'da da canlandırma evimiz var. Orada da 2 bin paket canlandırma yapıyoruz. Alanya'da da 100 paket ipek böceği tohumu canlandırılıyor. İpek böcekçiliğinde Diyarbakır, Eskişehir, Bolu ve Ankara'da 1000 aileye hizmet veriyoruz. Buralarda yaklaşık 2 bin 800 ipek böceği tohumu bulunuyor. Bursa'daki Tohum Üretim İşletmesi'nde üretilen fazla tohumlar da Yunanistan ve Mısır'a ihraç ediliyor. Son bir kaç yıldır tohumlarımıza yoğun talep var. Türk ipeği dünyada sayılı ipekler arasında. 1963'ten beri hibrit tohum üretiyoruz. Çin ve Japon ipek böceklerinin eş-lenmesiyle üretilen mükemmel seviyede bir tohumumuz var. Türk tohumları dünyanın en kaliteli tohumu. Tamamen yerli tohumumuz var. Buradan dünyaya ipek böceği tohumu satıyoruz. İpek böcekçiliği yapmak isteyen herkese ücretsiz destek veriyoruz. Bize başvuran herkese hiçbir ücret almadan yardım ediyoruz. Sadece bu işi yapmak istesinler yeter."

Kozabirlik'in faaliyetlerinin yanında bazı illerde de belediye ve il özel idareleri tarafından kurslar düzenleniyor. Bu illerden biri de Hatay. Bu ildeki kadın girişimciler, unutulmaya yüz tutan ipekçiliği kuşaktan kuşağa aktarmak için Ticaret Borsası binasının koridorunda kurs görüyor. Toplam 120 kadın kendilerine yeni bir hayat ve yeni bir iş kurmak için Hatay'ın merkez ilçesinde haftanın belirli günlerinde ipekçilik kursunun verildiği Antakya Ticaret Borsası'nın yolunu tutuyor. Borsa binasının koridorlarında kurulan ipek dokuma tezgâhlarının etrafında buluşarak ipekçiliği öğrenmeye çalışan kadınlar, aile bütçelerine katkıda bulunmanın planlarını kuruyor. Kadınlara kurs veren Antakya'nın en büyük ipek iplik ve ipekli el dokuması üreticisi Refik Büyükaşık, kurslara olan ilgiden memnun olduğunu aktarararak, ipekçiliğin yeniden canlandırılması için bu kursların önemli olduğunu belirtiyor. Öte yandan 2003 yılında sadece Hatay'da 2 bin 277 kilo, 2004 yılında ise 2 bin 440 kilo koza üretimi gerçekleşti. 2 bin 440 kilo kozadan 400 kilo iplik üretiliyor. Bu miktar iplik ile 4 bin metre ipek kumaş dokunuyor.

İpek ve İpek böcekçiliğinin ilkleri
İpekböceğini keşfedip ondan ipek elde etmeyi ilk kez Çinliler başardı. M.Ö. 2600 yıllarında ipekböceği beslemeye başlayıp, ipekli kumaş üretmenin yollarını buldular ve bu çok değerli kumaşı yedi iklim dört bucağa satmaya başladılar. Bu kumaş yüzünden tarihte binlerce kilometrelik ipek yolları oluşturuldu ve bu yollara da 'İpek Yolu' denildi. Türkiye'de ise ipek üretimine yaklaşık 1500 yıl önce başlandı. Osmanlılar ipekçiliği bir sanat haline getirdi. Yurdumuzda ipek denince akla ilk gelen yer Bursa. Yeşil Bursa'da ipek ve ipekböcekçiliği bir dönem o kadar gelişti ki adına han bile yapılırken, bu alanda 'ilk'lerin şehri oldu. İstanbul külliyesine gelir temin etmek için 1491 yılında II. Bayezıd tarafından mimar Abdül Ula Bin Pulat Şah'a yaptırılan Kozahan, o dönemin yıldızı oldu. Bu handa eskiden ipekböceği yetiştiricileri ellerinde sepetlerle gelerek ipek kozalarını tüccara satarken, bugün de burada ipekli ürünler satılıyor. Ama bunlar artık fabrikalarda üretilen ipekler Osmanlı'da ilk ipekçilik okulu ve ilk ipek fabrikası da bu ilde kuruldu. 1437 yılında Üç Kuzular Tekkesi Haremi'nde kurulan makinelerle yün, pamuk ve ipek dokumacılığının yapıldığı bilinen Bursa'da ipek çekme sanayii ise 1845 yılında kurulan 60 mancınıklı fabrika ile başladı. Bursa ve İzmit dolaylarında kurulan ipek çekme fabrikaları 1860 yılına kadar büyük gelişme göstererek 85'e ulaştı. Bu devre ipekböcekçiliğinin en ileri devresi oldu.

1852'de ise Bursa'nın Muradiye semtinde Sultan Abdülmecid tarafından "Harir Fabrika-i Hümayunu" kuruldu. Bugün Muradiye'deki Fabrika-i Hümayun, ünlü modacı Faruk Saraç tarafından restore edildi ve Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu olarak kapılarını yeniden açtı. 18 Ağustos 1893 yılında açılan "Ha-rir Darü't-Tâlimi" ise Türkiye'nin ilk ipekçilik okulu oldu. Bu okulun kurulmasında 1860'larda Fransa'da ortaya çıkan Pebrin hastalığı ve Süveyş Kanalı'nın açılmasının etkisi büyük oldu. Bu iki sebepten dolayı Avrupa piyasalarına gelen ucuz Çin ve Japon ipekleri nedeniyle yurdumuzda ipekböcekçiliği geriledi. Bunun üzerine ipekböcekçiliğini ıslah çalışmaları kapsamında Fransa'ya eğitime gönderilen Kevork Torkomyan'ın önerileri doğrultusunda Bursa'da "Harir Darü't-Tâlimi (Institut Sericicole/İpek Okulu) kuruldu. Kevork Torkomyan, Bursa'da Şehreküstü Mahallesinde Ahmet Muhtar Efendi adlı şahsın evini kiralayarak 12 öğrenci ile 1893 yılında eğitime başladı. Kevork Torkomyan, Enstitü Müdürlüğü'nü 1922 yılına kadar sürdürdü. Bu süre içinde çok sayıda öğrenci yetiştirildi. Böylece Türkiye'de ipekböcekçiliğinin ilmi esaslar dâhilinde yapılmaya başlanmasının temelleri de bu enstitü ile atılmış oldu.

Osmanlı'daki ilk ipek fabrikası ise 1833 yılında Fransız Glaizal Ailesi tarafından yine Bursa'da kuruldu. 1840'larda ise Bursa'nın kuzeyindeki Tîmurtaş (Demirtaş) ile Ertuğrul Sancağı'na (Bilecik) bağlı Lefke ilçesinde elde edilmekte olan ham ipeğin, en iyi nitelikli ürün olduğu Avrupalı sanayicilerce keşfedilince, Bursa'ya yabancı sermaye akımı başladı. 1845'te Bursa'nın Kayabaşı semtinde ilk 'Harir (İpek) Fabrikası' kuruldu. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise Atatürk'ün talimatıyla yine Bursa'da 1925 yılında İpekiş tesisleri hayata geçirildi.

1940 yılına gelindiğinde ise Bursa, Bilecik ve Adapazarı'nda ilk ipekböceği kooperatifleri kuruldu. Birlikten kuvvet doğar ilkesiyle bu kooperatifler birleşerek 11 Mayıs 1940 tarihinde Kozabirlik'e dönüştü.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hangi kumaştan ne dikilir, öğrenelim mi?

Suni (Rejenere) Lif Çeşitleri ve Özellikleri

Apre nedir, çeşitleri nelerdir?